Söylemeyeyim söylemeyeyim diyorum ama artık içimde
tutamıyorum. Yahu, o kadar kelimeyle günde bilmem ne kadar cümle sarf ediyoruz,
yarıdan fazlası laf olsun!
Ey insan düşün bir! Söylediğin sözlere riayet etseydin,
şimdi ömrün kurtulmuştu belki de. Belki içinde bulunduğun buhranlı günlerden
tez elden sıyrılırdın. Nedir bu her konuda konuşayım azmi? Anlamıyorum
gerçekten.
Düşünün şimdi, bir cümle düşünün. Aklınıza müthiş cümle
geldi, hoop “hemen paylaşayım…” modundasınız, “…ailemle,
arkadaşlarımla, cümle
dostumla.”
A, bunun bir de a-sosyal ortamı var canım(!)
Paylaştınız ama arkası? Paylaştığınız/söylediğiniz söz sizi
yansıtıyor mu efendim? O sözü yaşıyor musunuz? Söylediklerinizin biri size uysa
“tamam” diyeceğim. Yahu, günde bir cümle söyle yaşayarak söyle. Kendime de
kızıyorum! Sen o kadar hafta yaz, hiçbirine uyma. Ne anladım ben bu işten?
Velhasıl, (sanki yukarıdakileri boşuna anlatmışım,
anlatmasam konu anlaşılacakmış gibi, velhasıl) bir cümle kuruyorsanız o cümle,
sizin onunla amel edebileceğiniz bir cümle olsun. Lütfen, bari kendiniz için
yapın bunu.
İmam-ı Azam hazretlerinin bal hikayesini anımsayın.
Bir de böyle yaklaşın bu yazıya.
İncittimse affola. 20.11.14