Acıdan, hüzünden, dertten beslenir mi hiç insan?
Eğer yazmak gömleğini giyinmeye teşebbüs ettiyse bir kere evet,
pekala aç kalır adeta, öyle ya, ne diyordu lâedrî:
Bize sevgilinin hicranıdır dertli dertli yazdıran... Vesselam
"Yazıyorum, bir kalbe giriş vizem olsun diye yazdıklarım" sözüyle başladı yolculuk. 2011'den bu yana, düşe kalka, blog silip kura kura. Mecra değiştire değiştire... Burada, orada, şurada. Yazmaya dair ne varsa. Bazen bir kalbe giriş vizendir; kağıt, kalem.
Blogger'daki ilk yazımdan sadece başlıktı, geriye kalan.. yer vermek istedim.. 2011 yılında başladığım blog yazılarını 2015'...
Dert adamı söyletir derler :)
YanıtlaSilDoğru derler:)
SilAynen öyle..
YanıtlaSilBelki de en çok acıdan beslenerek 'biz' olabiliyoruzdur..
YanıtlaSilBelki de..
SilAcılar, dertler, kederler...
YanıtlaSilBu hayattan aldığımız her bir yara bizi olgunlaştırıyor, düşündürüyor. Her sene aldığımız yaşlardan daha çok bizi yaralarımız, hatalarımız, pişmanlıklarımız büyütüyor, fikir dünyamızı oluşturuyor ve bizi belli bir olgunluğa ulaştırıyor.
Eyvallah
Sil"Derdimi seviyorum, derdim bana derman imiş" diyen evliyalar da iyi bilir bunu...
YanıtlaSilBizim Anadolu'nun güzel bir lafı vardır; görene, köre ne!
Sil