28 Mart 2015 Cumartesi

Aşkın mürekkebi





1400 sene evvel döküldü aşk
Kalemimin ucundaki sabır kesesine
Sabırla bekledi mürekkep, yazılacak aşk kelimesini
Yıllarca okundu ismi, yıllarca dillerde ve geldi
Tek hecesi vardı, tekti; zira Tek’i sevendendi.
Her harfi kıymetli, her hecesi değerli
Birçok kez geçti ismi, her dilde birçok kere söylendi.
Kimi anladı söyleneni, kimi sade dinledi
Kimi baktı kaldı, kimi tefekkür eden bir veli
Kimi mısralarına anlattı derdini,
Kimi mısralarla aktardı anlattı hem halini
Kimi söylendi boş isyanla, gidemedi ileri
Kimi de zor dayandı lakin geçti o ince yeri.
Dil hep söyledi akıl düşündü gerçeği
Bunca sene yaşadığını yeni anladı yeni
Hakikate dönüp de lal oldu dili
Çok severdi gülmeyi, ama gülmez oldu gözleri 28.03.15

22 Şubat 2015 Pazar

Öncelik




TDK’ye göre bu kelime, bir şeyin öbüründen önce olması durumu, olarak açıklanmaktadır. Öyleyse buna göre önceliklerimi belirlemem ve bir liste oluşturmam gerekiyordu. Listeyi oluşturmam az vaktimi almasına rağmen bir türlü bu durumu idrak edebilmem haftalarımdan çaldı.evet, haftalardır bekledim. Sonra harekete geçtim ve sizinleyim hamdolsun. Tekrar.

Varsayın ki öğrencisiniz. Bir öğrenci olarak önceliğiniz nedir? Doğru, çalışmak, seviye atlamak, yarına güçlü ulaşmak.

Ya da bir doktor olduğunuzu düşünün şimdi de. Yeni keşifler, tıpta ilerleme…
Tarihçisiniz. Yeni olay ve yerleri keşfetme, ilginç şahsiyetleri irdeleme, okurlarınızı aydınlatma ve sair…

Uzatmak mümkün. Bunlar elbette öncelikler. Şimdi bir öğrencinin listesindeki diğer önceliklere göz atalım:
  • Ders çalışıp başarılı olmak
  • Ailedeki sorumluluğunu bilmek
  • Okuldaki başarı sıramı yükseltmek 
  • Kişisel becerilerimi geliştirmek…


Gelelim sözün özüne. Bu kadar listeden sonra peki, Yaradan’ın listesindeki kul olarak öncelik listemiz nedir. İşte mesele tam da bu!


Değil mi yoksa? 22.02.15

18 Ocak 2015 Pazar

Ya sence?




Çalışmak zor zanaat doğrusu, her açıdan. Fedakarlık gerektiren meşakkatli yollardan geçiren; bugün üzen, yarın güldüren, sonunda huzura ulaştıran (O’nun izniyle) kutlu bir yol. Tabi neye nasıl ne derece çalıştığımız da önemli elbet. Hiç işe yaramadığını saatlerce harcadığımız zamandan sonra anlıyorsak hele, ziyadesiyle üzücü bu işten bir an evvel kurtulmamız, bizim için daha hayırlı olabilir.

Hiç şüphesiz mâlâyâni işlerden ne kadar uzakta tutabilirsek nefsimizi, o derece “Mutmain Olduğumuz’a” yakınlığımız artar, İnşaAllah. Nitekim fikri ne ise işi de o yönde olur. Bu yüzdendir ki tutarlı, düşünerek hareket etmek, gayret göstermek, neyin kendimiz için faydalı olduğu neyin zamanımızı harcadığını tespit etmek, rahata huzura bir nebze daha yakınlaştırabilir.

Ha bir de şu var ki, böyle boşa harcadığımız zamanla kaybettiğimizi geri kazanmak epey vakit alabilir. Hal böyle olunca, zamanı zamanında yaşayamamış olmanın ıstırabı katlanarak her geçen gün artabilir.

Bugün, birilerini üzmeyeyim, onların yanında olayım derken yarın daha üzüldüğünü görünceki pişmanlığımız ve geriye dönememenin vermiş olduğu stres, bizi ve çevrenize verdiğiniz zararla, onları yıpratabilir. Ve böyle geçer gider… mi?

Hepimiz için en hayırlısının nasip olması dileğiyle. 11.01.15

11 Ocak 2015 Pazar

Kalbimin derinliklerinden dile gelenler




Bugün derinlerden gelenleri okuyorsunuz. İçimden geldiği gibi yazdım. Birkaç haftadır kelime haznem kalemimi hareket ettirecek kıvamda değil. Bu yüzdendir ki haftalardır geçiştirici kelimelerle haftayı kotarmaya çalıştım. Eksik olan bir var içimde. Onu bulmaya çalıştığımdan yüzeye önceki kadar kelime çıkmıyor. Derinlerde saklanmış kalmış, mürekkepten utanıyor sanki kelimeler.

Eh, tabi kitap okumuyorum şu sıralar. Bunun da etkisi yadsınamayacak kadar fazla. Bir de birkaç hedefi birlikte götürmek gibi bir alışkanlığa sahibim. Bu da KDG yi es geçmeme sebep oluyor.

Ez cümle, bu ara fazlasıyla kalabalık beynim. Gerçekten geçen haftalarda yazdığım gibi “Taze Dem”e (Yazıları silip tekrar yükleme yaptığım için Bu yazı gibi bazu yazıların orijinal haline ne yazık ki ulaşamadım.) ihtiyaç var.

Beynimdeki misafirler kalıcı; güzel elbet ama bazen de yorucu. Umarım getirdikleri bereket hallice. Bilirsiniz, misafirlerin on getirdiğinin dokuzu bize biri kendisine. Bu yüzden mütevellit öze dönüşümü hızlandırma çabasındayım. Dualarda anılmak dileğiyle, öze dönüş yolunda. 11.01.15

6 Aralık 2014 Cumartesi

UMUT doLU OL!




Dağ evindeyim. Sobayı yakmak için odunlara eşlik eden kozalakları topluyordum. Ansızın yağmur bastırdı. Çok hızlı ve şiddetli yağıyordu. Eve doğru koşmaya başladım. Fakat ileride bataklık olduğunu görünce durdum.. Eve giden tek yol burasıydı. Yağmurun şiddetiyle çıkılmaz hal alan bataklığı aşıp eve ulaşmam gerekiyordu.

Durdum. Acele etmek yerine düşündüm. Bu bataklıktan sıyrılmalıydım. Paçaları sıvadım. Henüz içine girmediğim için mutluydum. Montumu çıkarıp içine kozalaklarla odunları koydum. Bataklığın diğer tarafına doğru fırlattım. Birkaç geri adım attım. Derin bir nefes alıp cesaretimi toplamaya çalıştım. Harekete geçmek için gereğinden fazla düşünseydim, saatlerce ıslanmış bir adam soğuk bir ormanda nelere maruz kalırdıysa öyle bir halde kalırdım. Olağanca gücümle sıçrayarak bataklığın üzerinden süzülerek karşı tarafa geçtim. Uzun süren bu çabam sonucu –O’nun izniyle- montumu kucaklayıp evime koştum. Üzerimi çıkarıp duşa girdim. Çıktım.

Çayımı demledim. Sobamı yaktım. Plağı taktım. Penceremin kıyında duran koltuğuma oturup yağmuru seyrettim. Şayet o bataklıktan geçmek için imtina etseydim, bu keyfi tadamayacaktım.

Engeller aşılmak içindir. Sonunda mutlu olacaksan acı çekmeye değer. Mutluluğu değerli kılan acının varlığıdır en nihayetinde. Yağmur dindikten sonra güneş açacaktır. Sürekli kış, sürekli gece yoktur. Babama. 06.12.14

20 Kasım 2014 Perşembe

Dert




Söylemeyeyim söylemeyeyim diyorum ama artık içimde tutamıyorum. Yahu, o kadar kelimeyle günde bilmem ne kadar cümle sarf ediyoruz, yarıdan fazlası laf olsun!

Ey insan düşün bir! Söylediğin sözlere riayet etseydin, şimdi ömrün kurtulmuştu belki de. Belki içinde bulunduğun buhranlı günlerden tez elden sıyrılırdın. Nedir bu her konuda konuşayım azmi? Anlamıyorum gerçekten.

Düşünün şimdi, bir cümle düşünün. Aklınıza müthiş cümle geldi, hoop “hemen paylaşayım…” modundasınız, “…ailemle, 
arkadaşlarımla, cümle dostumla.”

A, bunun bir de a-sosyal ortamı var canım(!)

Paylaştınız ama arkası? Paylaştığınız/söylediğiniz söz sizi yansıtıyor mu efendim? O sözü yaşıyor musunuz? Söylediklerinizin biri size uysa “tamam” diyeceğim. Yahu, günde bir cümle söyle yaşayarak söyle. Kendime de kızıyorum! Sen o kadar hafta yaz, hiçbirine uyma. Ne anladım ben bu işten?

Velhasıl, (sanki yukarıdakileri boşuna anlatmışım, anlatmasam konu anlaşılacakmış gibi, velhasıl) bir cümle kuruyorsanız o cümle, sizin onunla amel edebileceğiniz bir cümle olsun. Lütfen, bari kendiniz için yapın bunu.

İmam-ı Azam hazretlerinin bal hikayesini anımsayın. Bir de böyle yaklaşın bu yazıya.


İncittimse affola. 20.11.14

17 Ekim 2014 Cuma

Ben de anlamadım




“Yazmak için yeterince birikmemiş olmanın bir sebebi kitap okumaya ara vermektir” derler, doğrudur. Zira bu ilk paragraf hayli bozuk anlatımlı oldu. Fakat hem kitap okuyup hem de birikmemiş olmanın altında farklı nedenler var sanırım. Ne bileyim, belki duygu sınırının altında kaldı kelimelerim, galiba (böyle bir şey var mı bilmiyorum) o yüzden bu ana kadar yazmamışım.
Çoğu kez geri dönmek istedim. Bugün gibi. Ama bir türlü makul bir neden bulup kendimi yazmaya adapte edemedim. Belki de konu bulmakta tıkanmışımdır. Her nedense de bugün buradayım: Kağıda duyduğu özlemi bana dile getirdiği için kalemim. “Artık” buradayım demeyi ister(d)im ancak garantim yok yarına. (Her anlamda) korkarım tekrar yazıya ara vermekten çünkü seviyorum kaleme sarılmayı. Parmaklarıma benden daha iyi bakıyor kalemim. Belki de bu yüzden buradayım. Belki terakki için?
Duygu durum bozukluğu mu dersiniz bilmiyorum ama kendimi tekrarlayarak kalemimle kağıdı boğmak istemiyorum.

Haftaya görüşmek dileğiyle. 17.10.14


Selam ile…


KDG İlk Blog Yazısı

Yalnızlık

Blogger'daki ilk yazımdan sadece başlıktı, geriye kalan.. yer vermek istedim.. 2011 yılında başladığım blog yazılarını  2015'...

Tüm zamanların en çok okunan 3 yazısı